Tromso ve Kuzey Işıkları : Bir Kuzey Kutbu Deneyimi
Yılbaşı için plan yaparken, Laponya’ya gitsek mi gitmesek mi çok düşünmüştük. Kuzey ışıklar yılbaşı dönemlerinde yoğun kar yağışları yüzünden fazla görünmüyordu, ama bir yandan da Laponya’nın ortamı yılbaşı için biçilmiş kaftan gibi gözüküyordu. Sonuç olarak yılbaşına Laponya’ya plan yapıp, kuzey ışıklarını göremezsek üzülmeyelim diye, Mart ayına da Tromso ’ye biletlerimizi aldık. Böyle tedbirli bir plan yapmış olmamıza rağmen ikisinde birden kuzey ışığı göremeseydik üzülecektik, çünkü 5 kez deneyip hiç göremeyen kişilerin deneyimlerini okumuştum. O tarihte bilmiyorduk ki, kader bizim için iki yerde de süprizli kuzey ışığı gösterileri hazırlıyormuş.
Tromso, kuzey kutup dairesinin 350 km daha kuzeyinde, Dünya’nın en kuzeyindeki “şehir”, “kuzeyin Paris’i” olarak geçiyor. Yani, Tromso’ye gittiyseniz, Kuzey Kutbu’na hoşgeldiniz.
Tromso’ye Nasıl Gidilir?
Tromso’ye gitmek için, önce Pegasus ile 4 saat Oslo’ya uçtuk. Uçak rötar yapmayıp zamanında varınca, Tromso uçağı için 5 saat aralık vardı. Sas Airlines’a gidip bizi önceki uçağa alıp alamayacaklarını sorduk ve bizi geri çevirmediler, ek ücret talep etmeden önceki uçağa aldılar. Oslo’dan da Sas Airlines ile 2 saat uçarak Tromso’ye ulaştık. Sas Star Alliance olduğu için Oslo Havalimanında sas lounge’u kullandık. THY Elite yani Star Alliance gold statüsünde olanlar ücretsiz kullanabiliyor burayı. Norveç’te hiç bir yerde görülmemiş bir pahalılık olduğu için arada beklediğimiz 2 saatlik süre için lounge’da yiyip içmek çok iyi oldu.
Yolda o kadar heyecanlıydım ki nasıl geçtiğini anlamadım. Kuzey ülkelerinin bendeki yeri kesinlikle ayrı. İki sene önce Oslo’ya gitmiş ve kendimi kuzey ışığı gördüğüme inandırmıştım.
Tromso’ye 19:00 gibi indik. İnişe geçtiğimizde karanlıktan dışarısı çok az görünse de, dağların fiyordların arasından çok yakın geçerek alçalıyorduk. O an ben Tromso’ye hayran olmuştum bile.
Havalimanına iner inmez, dışarı çıkarak orada bekleyen Flybussen otobüslerine bindik ve gidiş dönüş için kişi başı 160 NOK ( 100 TL) ödedik. Merkeze otobüs yolculuğumuz 10 dakika sürdü.
Tromso şu ana kadar gittiğimiz yerler arasında pahalılıkta kesinlikle bir numara olabilir. İkinci olarak Oslo, sonra da yine İsveç, Danimarka şehirleri filan gelir heralde.
Tromso’de Nerede Kalınır?
Oteli, fiyatlar uçmadan ayarlamak ve son dakikaya bırakmamak gerekiyor kesinlikle.
Otel olarak Comfort Express’i ayarladık. Tam şehrin merkezinde, odaları küçük ama çok rahat bir otel. Manzarası da şehri görüyordu ve biz çok memnun kaldık.
Tromso Şehir Merkezinde Kuzey Işıkları
İlk gün valizleri otele bırakıp kendimizi dışarı attık. Tromso’de fyord turu, kuzey ışığı avı, husky, geyik turu gibi çok fazla tur satılıyor. Bu turları oranın en büyük 3 firması olan Chasing Lights, Pukka Travels ve Arctic Explorers satıyor. Biz bir fyord turuna, bir de kuzey ışığı avına gitmek istiyorduk. Kuzey ışığı avı turu almak istememizin nedeni, kuzey ışıklarının şehrin parlak ışıkları altında görülmesini imkansız olmasıydı (biz öyle sanıyormuşuz) İflah olmaz son dakikacılar olarak gideceğimiz turları önceden ayarlamamıştık tabiki. Çıkıp tur şirketlerine sormaya başladık. Hiç biri yer olmadığını söylüyordu. Kuzey ışığı turunu son dakikada iptal gelerek yer açılan Pukka’dan ertesi gün için aldık ve kişi başı 1490 NOK (950 TL) ödedik. Evet aşırı pahalı ama taa oralara da kuzey ışığı görmek için gitmiştik sonuçta.
Biz Tromso’ye 19:00’da indiğimiz için 18:00’de çıkan kuzey ışığı avı turuna zaten gidemeyecektik. Ama 21:00’de çıkan kuzey ışığı gemi turuna gidebiliriz diye düşünüyorduk, yer olmayınca tur görevlisi, “bu gece çok açık bir hava var, bence teleferikle yukarı çıkın belki orada kuzey ışıklarını görürsünüz” dedi. Biz doğru otele koştuk ve tripodu aldık, sımsıkı giyindik, teleferiğe gitmek üzere taksi arıyorduk.
Tam o anda olan oldu ve kafamızı kaldırmamızla gökyüzünde kuzey ışıklarının dans ettiğini gördük. Hem de onca şehir ışığına rağmen yeşiller, morlar, güçlü bir kuzey ışığı hareketi vardı. Herkes sokaktaydı ve yukarı bakıyordu. Olduğumuz yerde kalakaldık, hareket edersek sanki o muhteşem gösteriyi kaçıracakmışız gibi geldi o anda ve fotoğraf çekmeye başladık. Yanı başımızdaki cruise gemisi de, kendi yolcularına herkes güverteye çıksın kuzey ışıkları geldi diye anonslar yapıyordu. 2 saate yakın inanılmaz bir kuzey ışığı hareketi izledik. O an yaşadığım heyecanı gerçekten tarif etmem zor.
Laponya yazımda kuzey ışıklarının nasıl fotoğraflanacağını anlatmıştım. Ortalık karanlık olacak, flaş ışığı bile olmayacak, tripod kurulacak, uzun pozlama yapılacak vs. Tromso’deki o akşam tüm ezberimi bozdu çünkü bu ışıklar i phone ile dahi fotoğraflanabiliyordu.
Ertesi gün herkes önceki akşam görülen kuzey ışıklarını konuşuyordu. Meğerse 2018-2019 sezonunda görülen en yoğun kuzey ışığıymış ve tam da bizim oraya ayak bastığımız gece oldu. Bucket listine kuzey ışığı görmeyi yazmış biri olarak hayatımın en güzel gecelerinden birin yaşadım orda.
Tromso Fyord Turu
Ertesi sabah erkenden kalktık. Fyord turu alamamıştık ama limandaki teknelere spontane olarak sormaya karar verdik. Arctic Explorers şirketinin teknesi yer olduğunu söyledi ve kişi başı 1400 NOK (900 TL) karşılığında turu aldık.
Norveç’in doğası zaten dilllere destan olduğu için fyord gezisinde gördüğümüz manzaralar gerçekten nefes kesiciydi. Ama bir sorun vardı, hava güneşli olmasına rağmen o kadar soğuktu ki sürekli güvertede durmak mümkün olmuyordu ve dışarı çıktığımda da kat kat giyinmiş vücüdum üşümese de ellerimi hissetmez hale geliyordum. O yüzden çok fazla fotoğraf çekemedim, gördüklerimi unutmamak üzere hafızama yazdım.
Fyord turu 13:00 gibi bitiyor ve Full Stream isminde bir balık şirketine ait binada, havyar servis edilerek Tromso’nün balıkçılık tarihi ile ilgili bilgiler veriliyordu.
Bu balıklar Vikingler zamanından bu yana bu şekilde kurutuluyormuş. Bu hali ile taş gibi sert olan balıklar, suya girdiği zaman aynı vitamin, mineral, protein oranlarını ve hacmini geri kazanarak aynı lezzette yenebiliyormuş. Vikingler bu balıklar ile uzun keşif seferlerine gidiyormuş. Şimdi de, düzgün kurumuş balıklar italya’ya, kötü kuruyan şekli bozuklar Nijerya’ya satılıyormuş.
Aynı yerde, morina balığı karaciğeri yağının da çok kötü olan tadına baktık. İçerideki lofoten’li rehber dahi, bu yağın çocukluğunda kendisine zorla içirildiğini o yüzden nefret ettiğini söyledi. Ama güneşli gün sayısı az olan Tromso ve Norveç’te D vitamini ile omega 3 ihtiyacını karşılamak için onların coğrafyasına verilmiş bir besin olarak çok kullanılıyormuş.
Tromso Kuzey Işığı Avı
Bu geziden sonra otele gidip akşam kuzey ışığı turuna gitmek üzere biraz dinlendik ve 18:00’de lokasyonlara gitmek üzere yola çıktık.
Önce hava alacakaranlıkken, bir göl kenarında rehber herkese kuzey ışığı nasıl fotoğraflanır dersi verdi. Ben bu konuda tecrübeliydim, Laponya öncesindeki bu konuya çok kafa yormuştum ama bir önceki gece öyle şanslıydık ki iphone ile bile video ve fotoğraf çekmiştik.
Sonra kuzey ışıklarını bekleyeceğimiz noktaya gittik. Uzunca bir süre kuzey ışığı bekledik ve önceleri çok az bir hareket vardı.
O sırada rehber karı kürekle açarak ateş yaktı ve çevresine geyik postu serdi, oraya oturarak geyik eti çorbası ve vejeteryan başka bir seçenekten oluşan yemeklerimizi yedik. Üzerine de ateşte marşmelov ve sıcak çikolata ikram ettiler.
Bir süre sonra kuzey ışıkları kendini gösterdi. Bir önceki akşam gibi yoğun değillerdi ama yine de çok keyifli zaman geçirdik.
Polar Museum
Sonraki gün sabah uyandık ve Tromso’yü gezmeye koyulduk. Önce Polar museum’a gittik. Kutupların nasıl keşfedildiğine ilişkin bilgiler ve içi doldurulmuş kutup hayvanları vardı. İçi doldurulmuş husky’ler, deniz aslanları, tilkiler vs son derece rahatsız ediciydi. O kısımları hiç sevmedik. Aslında bu hayvanları avlamak 1970’li yıllarda yasaklanmış. Güney kutbunu keşfeden Amundsen ile ilgili kısım ilgi çekiciydi ama her yerde norveççe yazılar vardı. İngilizce bir kitapçık verseler de takip etmek zor oldu. Amundsen aslında kuzey kutbuna ilk giden olmak istiyormuş ama hazırlıkları sırasında burası keşfedilince rotayı güney kutbuna çevirmiş. Ekipten kimseye de nereye gittiklerini söylememiş. Yanında çok sayıda husky götürmüş, bunları önce kızakları çekmek için kullanmış, sonra da gıda olarak kullanmışlar, yani yemişler. 1910’yu yıllarda geçen bu olay baya ilgimi çekti ve sonra google’da bulduğum tüm kaynakları uzun uzun okudum.
Tromso Kütüphanesi
Polar museum’undan çıkınca Tromso Kütüphanesi’ne gittik. 4 katlı son derece büyük ve keyifli bir yerdi. Nüfusu az olan Tromso’ye böyle bir kütüphane yapmaları okuma ve araştırmaya verdikleri değeri gösteriyor. Ortam öyle güzeldi ki, hiç farketmeden kütüphanede 1 saate yakın oturup etrafı izlemişiz. Ama en çok ilgimi çeken şey, 4 katı da birbirine bağlı ve açık olan kütüphanenin en alt katında çok sayıda çocuğun kendi kendine aktivite yapıyor oluşuydu. Aralarında 1 yaşlarında emzikli çocuklar bile vardı, anne babalarının kucağında öyle duruyorlar, önlerindeki kağıtları çiziktiriyorlardı. O kadar çocuğa rağmen kütüphanede çıt çıkmıyordu. Norveç’liler bu yaşta çocuklara kütüphane kültürü aşılayıp şimdiden ortama alıştırmışlardı belliki. Bizim buralarda çocukların soğuk havalarda AVM’lerin oyun parklarından başka seçeneği olmadığını düşününce üzüldük.
Tromso Arctic Katedral
Kütüphaneden çıkınca teleferikle Fjelheisen’e çıkmak üzere Tromso köprüsünü yürüdük. Köprüyü yürümek kolay gözükse de, baya bir efor gerektiriyor. Çok kalın giyindiğimiz için bir yandan terledik, bir yandan da tempoyu düşürürsek üşüyeceğimiz için hızlı yürümeye devam ettik. Köprünün sonunda Arctic Cathedral vardı. Hiç alışık olmadığımız mimaride, dünyanın en kuzeyindeki katedral olmakla ünlüymüş.
Tromso Teleferik: Fjellheisen
Katedralin karşısından teleferiğe doğru yürürken çok güzel yerel evlerin olduğu yollardan geçtik.
10 dakikalık yürüyüşten sonra teleferiğe binip Fjellheisen’e çıktık. Biletler 210 NOK ( 134 TL) Tromso zaten soğuk olduğu için zirve tabiki uçuyordu. Ama inanılmaz bir manzara da burdaydı, Tromso ve fyordlar tümüyle ayaklarımızın altındaydı. Tromso’ye gidecekseniz mutlaka buraya çıkmanızı öneririm. Teleferikten inince, uçak saatimiz de yaklaştığı için taksi aradık ama çevrede hiç bulamadık. Biraz yürüyünce insanların otobüs beklediği bir durak gördük. İstanbul mantığında tıka basa otobüse doluştuk ve sorunsuzca merkeze döndük. Sonrasında yine flybussen’e binerek havaalanına döndük ve Oslo’ya uçtuk.
Bir gece Smart Hotel Oslo’da kalıp ülkemize döndük.
Tromso’de Ne Giyilir?
Tromso gerçekten ama gerçekten çok soğuk. Biz mart ayında gittik ve Aralık’ta gittiğimiz Laponya’dan kat kat daha soğuktu. İçlik, yün atlet, iki kat polar, kar pantolonu, iki kat çorap, kar botu ve termal mont ile üşümedik ama kesinlikle eldivenler eller için yetmiyor. Tromso sitesinde eller için eldiven değil mitten denilen 4 parmağın bir arada durduğu iki parmaklı eldivenleri öneriyorlar. Parmaklar arasında ısı dolaşımı olmazsa sorun yaşayabileceğimizi söylüyorlar, ki haklılarmış. Yine de böyle bir güzelliği görmek için kesinlikle soğuktan korkmamak gerekli. Kuzey ışığı, fyord gezisi gibi etkinliklerde, size özel termal tulumlar veriyorlar zaten.
Sonuç olarak Tromso, hiç unutmayacağım ve tekrar gitmek isteyeceğim çok güzel bir şehirdi. Coğrafyasının aşmışlığı yanında bir de kuzey ışıkları olunca benim en beğendiğim yerlerin ilk sıralarına yerleşti.
Yine kuzey ışıklarını izlediğimiz Laponya yazımı da buradan okuyabilirsiniz.